NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-HASAİS (-İ ALİ)

<< 2235 >>

ثواب من قاتلهم

50- Onlarla (Haricilerle) Savaşanm Sevabı

 

أخبرنا علي بن المنذر قال أخبرنا بن فضيل قال حدثنا عاصم بن كليب الجرمي عن أبيه قال كنت عند علي جالسا إذ دخل رجل عليه ثياب السفر قال وعلي يكلم الناس ويكلمونه فقال يا أمير المؤمنين أتأذن أن أتكلم فلم يلتفت إليه وشغله ما هو فيه فجلست إلى الرجل فسألته ما خبرك قال كنت معتمرا فلقيت عائشة فقالت لي هؤلاء القوم الذين خرجوا في أرضكم يسمون حرورية قلت خرجوا في موضع يسمى حروراء فسموا بذلك فقالت طوبى لمن شهد هلكتهم لو شاء بن أبي طالب لأخبركم خبرهم قال فجئت أسأله عن خبرهم فلما فرغ علي قال أين المستأذن فقص عليه كما قص علينا قال إني دخلت على رسول الله صلى الله عليه وسلم وليس عنده أحد غير عائشة أم المؤمنين فقال لي كيف أنت يا علي وقوم كذا وكذا قلت الله ورسوله أعلم وقال ثم أشار بيده فقال قوم يخرجون من المشرق يقرؤون القرآن لا يجاوز تراقيهم يمرقون من الدين كما يمرق السهم من الرمية فيهم رجل مخدج كأن يده ثدي أنشدكم بالله أخبرتكم بهم قالوا نعم قال أناشدكم بالله أخبرتكم أنه فيهم قالوا نعم قال فأتيتموني فأخبرتموني أنه ليس فيهم فحلفت لكم بالله أنه فيهم فأتيتموني به تجرونه كما نعت لكم قالوا نعم قال صدق الله ورسوله

 

[-: 8515 :-] Asım b. Kuleyb el-Cermi, babasından naklediyor: Hz. Ali'nin yanında otururken, yolcu olduğunu gösteren elbiseler giymiş bir adam girdi. Bu sırada Hz. Ali insanlarla sohbet ediyordu. Adam: "Ey müminlerin emiri! Konuşmama izin verirmisin?" deyince, Hz. Ali ona bakmadı ve insanlarla sohbetine devam etti. Ben adamın yanına oturup: "Ne diyeceksin?" diye sordum. Adam: "Umredeyken Hz. Aişe ile karşılaştım, bana: "Sizin yurdunuzda çıkmış olan ve Haruriyye olarak adlandırılan bir topluluk var" deyince, ben: "Harura adındaki bir yerden çıktıkları için onlara bu ad verildi" dedim. Hz. Aişe: "Onların helak olmasına şahit olana ne mutlu. Eğer isterse Ali size onları bildirebilir" dedi. Hz. Ali'ye onlarla ilgili bilgi almak için geldim" cevabını verdi. Hz. Ali sohbet ettiği kişilerle konuşmasını bitirip: "İzin isteyen nerede?" diye sorunca, adam bize anlattığını ona da anlattı. Hz. Ali şöyle dedi: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında Hz. Aişe'den başkası yokken yanına girdiğimde bana: ''Şu şu vasıflara sahip olan topluluk hakkında ne dersin ey Ali!'' dedi." Ben: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" karşılığını verince, eliyle işaret ederek: "Doğudan öyle bir topluluk çıkacak ki, Kur'an okuyacaklar ama okudukları boğazlarından aşağıya inmeyecek. Okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkacaklar. İçlerinde eli eksik olan bir adam vardır. Eli sanki Meme gibidir" buyurdu. Sonra Hz. Ali: "Allah için söyleyiniz; bunları size haber verdim mi?" diye sorunca, oradakiler: "Evet" karşılığını verdiler. Hz. Ali: "Allah için söyleyiniz; içlerindeki bu kişiyi size haber verdim mi?" diye sorunca, yine: "Evet" cevabını verdiler. Hz. Ali: "Yanıma geldiniz ve bu adamın aralarında olmadığını söylediniz. Ben bu kişinin aralarında olduğuna dair Allah adına yemin edince onu sürüyerek yanıma getirdiniz. Bu kişi size tarif edildiği gibi değil mi?" deyince, oradakiler: "Evet" karşılığını verdiler. Bunun üzerine Hz. Ali: "Allah ve Resulü doğru söylemiştir" dedi.

 

Diğer tahric: İbn Ebi Asım (913); Bezzar (873,874); Ebu Ya'la (472, 482); Ahmed, Müsned (1378).

 

 

أخبرنا محمد بن عبد الأعلى قال حدثنا أبو معاوية عن الأعمش عن زيد وهو بن وهب عن علي بن أبي طالب قال لما كان يوم النهروان لقي الخوارج فلم يبرحوا حتى شجروا بالرماح فقتلوا جميعا قال علي اطلبوا ذا الثدية فطلبوه فلم يجدوه فقال علي ما كذبت ولا كذبت اطلبوه فطلبوه فوجدوه في وهدة من الأرض عليه ناس من القتلى فإذا رجل على يده مثل سبلات السنور فكبر علي والناس وأعجبهم ذلك

 

[-: 8516 :-] Zeyd b. Vehb bildiriyor: Nahrevan günü Ali b. Ebi Talib Haricilerle karşılaşınca, onlarla çarpıştılar ve haricilerin hepsi de öldürüldüler. Hz. Ali: "Zu's-Sudeyye'yi bulunuz" deyince, onu aradılar ama bulamadılar. Hz, Ali: "Ne yalan söyledim, ne de bana yalan söylendi. Onu arayınız" deyince adamı çukur bir yerde ölülerin altıda buldular. Baktıklarında adamın elinde sakalın ucundaki kıllar gibi kıl gördüler. Bunun üzerine Hz. Ali ve halk tekbir getirdiler. Bu durum kendilerini şaşırtmıştı.

 

Diğer tahric: Müslim 1066 (156); Ebu Davud (4768); Ahmed, Müsned (706).

 

 

أخبرنا عبد الأعلى بن واصل بن عبد الأعلى قال حدثنا الفضل بن دكين عن موسى بن قيس الحضرمي عن سلمة بن كهيل عن زيد بن وهب قال خطبنا علي بقنطرة الديزجان فقال إنه قد ذكر لي خارجة تخرج من قبل المشرق وفيهم ذو الثدية فقاتلهم فقالت الحرورية بعضهم لبعض لا تكلموه فيردكم كما ردكم يوم حروراء فشجر بعضهم بعضا بالرماح فقال رجل من أصحاب علي اقطعوا العوالي والعوالي الرماح فداروا واستداروا وقتل من أصحاب علي اثنا عشر رجلا أو ثلاثة عشر رجلا فقال علي التمسوه المخدج وذلك في يوم شات فقالوا ما نقدر عليه فركب علي بغلة النبي صلى الله عليه وسلم الشهباء فأتى وهدة من الأرض فقال التمسوا في هؤلاء فأخرج فقال ما كذبت ولا كذبت فقال اعملوا ولا تتكلوا لولا أني أخاف أن تتكلوا لأخبرتكم بما قضى الله لكم على لسانه يعني النبي صلى الله عليه وسلم ولقد شهدنا ناس باليمن قالوا كيف يا أمير المؤمنين قال كان هواؤهم معنا

 

[-: 8517 :-] Zeyd b. Vehb bildiriyor: Hz. Ali, Deyzecan köprüsünde hutbe verip: Bana, doğudan bazılarının çıkacağı bildirildi. Aralarında Zu's-Sudeyye vardır. Onlarla savaşmam söylendi" deyince Haruriler kendi aralarında: "Onunla konuşmayınız. Harura günü sizi reddettiği gibi reddeder" dediler ve birbirlerine mızraklarla vurdular. Hz. Ali'nin arkadaşlarından bir kişi: "Mızrakların ucunu kesiniz" dedi ve sonra çarpışmaya başladılar. Hz. Ali'nin tarafından on iki veya on üç kişi öldürülünce Hz. Ali: "Eli sakat adamı arayınız" dedi. Olay bir kış gününde olduğu için arkadaşları: "Onu bulamayız" dediler. Hz. Ali, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in beyaz katırına bindi ve bir çukura gitti ve: "Onu burada arayınız" dedi. Onu çıkardıklarında: "Ne yalan söyledim, ne de bana yalan söylendi. Amel ediniz. (Allah'a tevekkül ederek) ameli bırakmayınız. Eğer tevekkül edip ameli bırakmayacağınızı bilsem (Haricilerle olan savaşınız sebebiyle) yüce Allah'ın, Resulünün diliyle hakkınızda verdiği hükmü size söylerdim" dedi.

 

Ravi der ki: "Daha sonraları Yemen'de karşılaştığımız bazıları Haruriler konusunda Hz. Ali'ye: "Ey müminlerin emiri! Nasıl bu duruma düştüler?" diye sorunca Hz. Ali: "Bize karşı nefislerine uydular" karşılığını verdi.

 

 

أخبرنا العباس بن عبد العظيم قال حدثنا عبد الرزاق قال أخبرنا عبد الملك بن أبي سليمان عن سلمة بن كهيل قال حدثنا زيد بن وهب أنه كان في الجيش الذين كانوا مع علي الذين ساروا إلى الخوارج فقال علي أيها الناس إني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول سيخرج قوم من أمتي يقرؤون القرآن ليس قراءتكم إلى قراءتهم شيئا ولا صلاتكم إلى صلاتهم شيئا ولا صيامكم إلى صيامهم شيئا يقرؤون القرآن يحسبون أنه لهم وهو عليهم لا تجاوز صلاتهم تراقيهم يمرقون من الإسلام كما يمرق السهم من الرمية لو يعلمون الجيش الذي يصيبونهم ما قضى لهم على لسان نبيهم صلى الله عليه وسلم لاتكلوا عن العمل وآية ذلك أن فيهم رجلا له عضد وليست له ذراع على رأس عضده مثل حلمة ثدي المرأة عليه شعرات بيض فتذهبون إلى معاوية وأهل الشام وتتركون هؤلاء يخلفونكم في ذراريكم وأموالكم والله إني لأرجو أن يكونوا هؤلاء القوم فإنهم قد سفكوا الدم الحرام وأغاروا في سرح الناس فسيروا على اسم الله قال سلمة فنزلني زيد منزلا منزلا حتى مررنا على قنطرة فلما التقينا على الخوارج عبد الله بن وهب الراسبي فقال لهم ألقوا الرماح وسلوا سيوفكم من جفونها فإني أخاف أن يناشدوكم قال فسلوا السيوف وألقوا جفونها وشجرهم الناس يعني برماحهم فقتل بعضهم على بعض وما أصيب من الناس يومئذ إلا رجلان قال علي التمسوا فيهم المخدج فلم يجدوه فقام علي بنفسه حتى أتى ناسا قتلى بعضهم على بعض قال جردوهم فوجدوه مما يلي الأرض فكبر علي وقال صدق الله وبلغ صلى الله عليه وسلم فقام إليه عبيدة السلماني فقال يا أمير المؤمنين والله الذي لا إله إلا هو سمعت هذا الحديث من رسول الله صلى الله عليه وسلم قال أي والله الذي لا إله إلا هو لسمعته من رسول الله صلى الله عليه وسلم حتى استحلفه ثلاثا وهو يحلف له

 

[-: 8518 :-] Hz. Ali'nin Haricilerin üzerine yürüdüğü ordunun içinde olan Zeyd b. Vehb Hz. Ali'nin şöyle dediğini bildirir: Ey insanlar! Resülullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle dediğini duydum: "Ümmetimden öyle bir topluluk çıkacak ki; Kur'an'ı okuyacaklar. Onlann okuyuşu yanında sizin okumanız, onların namazının yanında sizin namazınız, onların orucu yanında sizin orucunuz hiç kalacak. Kur'an'ı okuyacaklar ve Kur'an'ın kendi lehlerine olduğunu zannedecekler. Oysa Kur'an aleyhlerine olacak. Namazları boğazlarından aşağı geçmeyecek. Onlar, okun avı delip geçtiği gibi islamdan çıkacaklar. Onlarla savaşan ordu peygamberlerinin lisanıyla kendilerine takdir edilen şeyi bilselerdi (tevekkül edip) başka amel yapmazlardı. Onların alameti, içlerinde pazusu olan ama kolu olmayan bir adamın olmasıdır. Bu pazusunun üstünde birkaç beyaz kıl olup meme başı gibi bir şey vardır. "

 

Seleme der ki: Zeyd beni menzilden menzile taşıdı ve Köprünün üstünden geçtik. O gün Haricilerin başında olan Abdullah b. Vehb er-Rasbi: "Mızraklarınızı bırakın, kılıçlarınızı kınından çıkartın. Onların sizlere Harure'de olduğu gibi sulh teklif etmelerinden korkuyorum" deyince, kılıçlarını çekip kınlarını attılar. Askerler onları mızrak yağmuruna tuttular ve öldürüp üst üste yığdılar. O gün (Hz. Ali tarafından) sadece iki kişi öldürüldü. Hz. Ali: "Aralarındaki sakat adamı arayınız" deyince, gidip aradılar ama bulamadılar. Bunun üzerine Hz. Ali kendisi gidip üst üste öldürülmüş insanların yanına vardı ve: "Bunları geri çekiniz" dedi. Onu en altta bulduklarında Hz. Ali tekbir getirerek: "Allah doğru söyledi. Resülü de bunu doğru olarak tebliğ etti" dedi.

 

Ubeyde es-Selman, yanına gelerek: "Ey müminlerin emiri! Kendisinden başka ilah olmayan Allah aşkına söyle; bu olayı Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den bizzat duydun mu?" diye sorunca, Hz. Ali: "Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki bunu Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den duydum'' dedi. Ubeydeı Hz. Ali'ye üç kere yemin verdirdi, o da üç kere yemin etti.

 

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال حدثنا بن أبي عدي عن بن عون عن محمد عن عبيدة قال قال علي لولا أن تبطروا لأنبأتكم ما وعد الله الذين يقتلونهم على لسان محمد صلى الله عليه وسلم فقلت أنت سمعته من رسول الله صلى الله عليه وسلم قال إي ورب الكعبة إي ورب الكعبة إي ورب الكعبة

 

[-: 8519 :-] Ubeyde bildiriyor: Hz. Ali: "Eğer sizlerin şımarmasından korkmasaydım haricileri öldüren kimseler için Allah'ın Hz. Muhammed'in diliyle söz verdiği mükafata ait hadisi size rivayet ederdimil deyince Ben: "Sen bunu Hz. Peygamberden duydun mu?" diye sordum. Hz. Ali: "Kabe'nin rabbine yemin ederim ki evet. Kabe'nin rabbine yemin ederim ki evet. Kabe'nin rabbine yemin ederim ki evet'' dedi.

 

Diğer tahric: Müslim 1066 (155); Ebu Davud (4763); İbn Mace (167); Ahmed, Müsned (626).

 

 

أخبرنا إسماعيل بن مسعود قال حدثنا المعتمر بن سليمان عن عوف قال حدثنا محمد بن سيرين قال قال عبيدة السلماني لما كان حيث أصيب أصحاب النهر قال قال علي ابتغوا فيهم فإنهم إن كانوا هم القوم الذين ذكرهم رسول الله صلى الله عليه وسلم فإن فيهم رجلا مخدج اليد أو مثدون اليد أو مؤدن اليد فابتغيناه فوجدناه فدللناه عليه فلما رآه قال الله أكبر الله أكبر الله أكبر قال والله لولا أن تبطروا ثم ذكر كلمة معناها لحدثتكم بما قضى الله على لسان نبيه صلى الله عليه وسلم لمن ولي قتل هؤلاء قلت أنت سمعته من رسول الله صلى الله عليه وسلم قال إي ورب الكعبة ثلاثا

 

[-: 8520 :-] Ubeyde bildiriyor: Nahrevan ehlinin öldürüldüğü yerde Hz. Ali: "(0 adamı) Aralarında arayınız. Eğer bunlar Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in zikrettiği kişilerse, aralarında eli sakat veya kesik bir adam vardır" dedi. Aradığımızda onu bulup Hz. Ali'ye gösterdik. Hz. Ali onu görünce: "Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber. Eğer sizlerin şımarmasından korkmasaydım" deyip şu manada bir şey söyledi: "Bunları öldüren kimseler için Allah'ın, Peygamberi diliyle söz verdiği mükafata ait hadısi size rivayet ederdim." Ben: "Sen bunu Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den duydun mu?" diye sorunca, Hz. Ali üç defa: "Kabe'nin rabbine yemin ederim ki evet" dedi.

 

 

أخبرنا محمد بن عبيد بن محمد قال حدثنا أبو مالك عمرو وهو بن هاشم عن إسماعيل وهو بن أبي خالد قال أخبرني عمرو بن قيس عن المنهال بن عمرو عن زر بن حبيش أنه سمع عليا يقول أنا فقأت عين الفتنة ولولا أنا ما قوتل أهل النهروان ولولا أني أخشى أن تتركوا العمل لأخبرتكم بالذي قضى الله على لسان نبيكم صلى الله عليه وسلم لمن قاتلهم مبصرا لضلالتهم عارفا بالهدى الذي نحن عليه

 

[-: 8521 :-] Zir b. Hubeyş, HZ.Ali'nin şöyle dediğini nakleder: Fitnenin gözünü ben çıkardım. Ben olmasaydım Nahrevan ehliyle savaşılmazdı. Eğer amel yapmayı terk etmenizden korkmasaydım, bunları öldüren kimseler için Allah'ın, Peygamberi diliyle, bunların dalaletini görerek ve bizim bulunduğumuz hidayeti bilerek söz verdiği mükafata ait hadısi size rivayet ederdim.''

 

Diğer tahric: Ebu Nuaym, Hilye (1/68)